Paris 2024 Yaz Olimpiyat Oyunları Türkiye adına pek iyi geçmese de hem Türkiye hem de dünya yeni bir ikonik ana şahitlik etti.
Türkiye adına 10 metre havalı tabanca karışık takım kategorisinde Şevval İlayda Tarhan ile birlikte gümüş madalya kazanan Yusuf Dikec, atış yaparken rakiplerine kıyasla hiç ekipman kullanmaması, ateş ederken ellerinin cebinde olması ve rahatlığı ile tüm dünyanın gündemine oturdu.
Tüm dünyada Armand Duplantis, Nina Kennedy, Roje Stona, Elon Musk, Tom Hardy gibi ünlü sporcular, başarılı iş adamları, aktörler Yusuf Dikec’in ikonik pozunu ya sevinçlerinde kullandı ya da başarısından dolayı onu tebrik etti.
Dünyada her şey çok çabuk değişirken ve belki de yeni dünya hızlı videoları istediği an çok hızlı bir şekilde kaydırmaktan artık uzun soluklu hatıralara konsantre olamadığından her ikonik an tabii ki çok uzun yıllar hafızalarda kalmayabilir. Bazen bir ikonik an sadece o ayın en iyi ihtimalle de o yılın ikonik anı olarak bile kalabilir.
Tabii ki Yusuf Dikec’in hikayesi ve başarısında bizlere ve Fikri Mülkiyet sektöründe faaliyet gösteren tüm profesyonellere doğru yorumlanabilirse yol gösterebilecek bazı işaretler mevcut.
1. “Success doesn’t come with your hands in your pockets.”
Başarı eliniz cebinizde gelmez, Dikec’in Olimpiyatların resmi sitesinde yer alan felsefesi. Özellikle elleri cebinde yaptığı atışlara rağmen mottosunun bu olması aslında oldukça ironik.
Yeni dünyada hem Fikri Mülkiyet hem de kurumsal ekosistemde birçok oldu. Bu değişiklikler sonrasında da son dönemde özellikle revaçta olan konulardan biri de sosyal medyada yaşları henüz çok genç olmasına rağmen milyoner olan gençlerin başarı hikayeleri. Bu başarı hikayeleri her ne kadar takdiri hak etse de bu hikayeleri sadece izlenen videolara indirgememek gerekiyor. Bu videoların ötesinde hemen hemen tümünde büyük bir emek, uğraşı ve hepsinde de talep gören harika fikirler var. Bu nedenle kabul etmek gerekir ki herkesin başarılı olduğu bir evren maalesef sadece bir ütopya, bazıları başaramayacak ve başarı hikayelerini izlemeye devam edecek.
Fikri Mülkiyet alanında da başarıyı tanımlayabilecek birçok unsur olduğu bir gerçek. Bu tamamen firmanın politikası ve o firmanın ne ile yetindiği ilgili bir durum. Bazı firmalar büyümeye devam etmeyi, bazıları olduğu yerde kalmayı ve bazıları da butik olarak kalmayı tercih edecek. Bu tercihlerin hepsinde olmazsa olmaz tek bir kriter var, ‘’eller cepteyken başarı asla gelmeyecek’’. Bu nedenle öncelik her zaman rahat etmek için müvekkili rahat ettirmek olmaya devam edecek.
2. İnovasyon ve yaratıcılık kapalı kapılar ardında değil hayatın tam içindedir.
Yusuf Dikec röportajında Olimpiyatlara gitmesine 2-3 gün kala silahının tetiğinin kırıldığını söyledi. Bu durumu silah firmasına söylerse kargo süresinin neredeyse bir hafta süreceğini ve dolayısıyla da Olimpiyatlara silahsız gitme riskine karşı tornacı olan bir arkadaşına konuyu açtıktan sonra kendisinin sabaha kadar uyumayıp gümüş madalya kazanan silahı tamir ettiğini belirtiyor.
Her buluş aslında bir sorunu çözmeye, hayatı daha da kolaylaştırmaya ve mevcudu daha da iyi hale getirmeye odaklanmıştır. Bu nedenle yaratıcılık sokaklardan çıkar. Bir Türk şair Yılmaz Erdoğan’ın dediği gibi ‘’hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahçıvanlar değil tüccarlardır’’.
Öte yandan buluşlar taze çiçeğe olan özlemin ürünleridir ve saftır.
Dikec’in bulduğu bu çözüm de aynı zamanda sınırların ötesinde düşünmenin çok güzel bir örneği olabilir.
3. Dünya sizi zirvede yalnız görmek istese de, başarı ekip işidir.
Yusuf Dikec katıldığı yayında, ‘’ekip olmadan bu işte madalya gelmesi çok zor, yaşadığım gözümle ilgili sıkıntıdan ötürü sporu bırakma noktasına gelmiştim. En sonunda çok uzun dönem boyunca doğru gözlüğün bulunması için doktorlarla birlikte çalıştık ve ortaya çıkan gözlük sayesinde madalya geldi.’’ Açıklamasında bulundu.
Ayrıca birlikte yarıştığı Ilayda ile birlikte bu madalyayı kazandıkları da unutulmamalı.
Dünya sizleri bireyselleştirmeye itse de bu durumdan hoşnut olup bütün övgüyü almak ileride sizleri gerçekten yalnız, mesleğinizde de müvekkilsiz bırakabilir. Bir insanın kapasitesi sınırlıdır ve yalnızca ekibiniz kadar iyisinizdir.
Fikri Mülkiyet’te müvekkil yönetimi ile ilgili teknolojik enstrümanları kullanmadan, bir ekip yetiştirmeden başarılı olmanın imkanı yoktur. Bu yüzden o ekibe de değerli olduklarını sadece söylemek yerine onlarla beraber başarının parçası olmak onlara kendilerini değerli hissettirmenin en önemli yoludur.
4. Sabrı kaybetmek savaşı kaybetmektir. – (Mahatma Gandhi)
Yusuf Dikec 2024 Olimpiyatlarında madalya alsa da bu aslında onun beşinci olimpiyatı. Bu durumu kendisi şöyle açıklıyor; ‘’ “Bıkmak, bırakmak, terk etmek yok. İlk başta inanmanız lazım yapabileceğinize. Ben yapabileceğime o zaman(2008’de) inanmıştım”
Dikeç şu anda 51 yaşında ve asla pes etmeden sabırla hedefine doğru kararlı adımlarla ilerledi.
İş hayatında ve özellikle de benim mesleğim olduğu için daha rahat yorum yapabileceğim Fikri Mülkiyette ise yıllardır inandığım en önemli meselelerden biri sabırdır. Bu ulvi bir sebat durumunun ötesinde tamamen ‘’zamanını beklemek, kendine uzaktan bakabilmek, kendini tanımak ve doğru zamanda harekete geçmek’’ durumundan ibarettir. Kendini tanıyan bir profesyonel müvekkilini de çok iyi tanır. Kendini dinleyebilen bir profesyonel müvekkilini de dinler.
Bu nedenle hiçbir şey için geç olmadığını asla unutmamak gerekir. Zaman çok önemli bir değerdir ama doğru zaman kişiye özeldir.
Dinlemek de büyük bir sabır gerektirir. Hayatınızda mutlaka sizlere çok fazla söyleyecek şeyi olan insanlarla tanışmışsınızdır. Sizlere hemen bir şeyler satmak isteyen (çünkü sizlere satışı yaptıktan sonra hızla bir diğerine geçmek zorunda oldukları onlara söylenmiştir), sizleri kısacık dinlerken bile aslında gerçekten dinlemeyen ve siz cümlenize nokta koymadan ne söyleyeceğini düşünen insanlar hem hayatımızdaki doğal akıntıyı terse çevirir hem de yorucu olur.
Aslında Fikri Mülkiyet alanında müvekkillerin çoğuna bir danışmandan, avukattan neden memnun oldukları sorulduğunda alınacak cevapların büyük bir çoğunluğu ‘’bizi dinliyor, sorunlarımızın ne olduğunu tespit edebiliyor ve çözebiliyor’’ olacaktır.
Çözebiliyor olmak o profesyonelin yeteneği ve bilgisi ile ilgili olsa da sorunu anlayabilmek ve dinlemek tamamen sabırla alakalıdır.
İşte tam bu nedenle Dikec’in sabırla mücadelesi, kendine inanması, zamanını beklerken de mücadelesine devam etmesi herkese ilham olmalıdır.
5. Bazen iz bırakmak kazanmaktır.
Muhtemelen Dikec’in gümüş madalya aldığı yarışmada Altın madalyayı alan sporcunun adını birçok kişi hatırlamayacaktır.
Sırp atıcı Damir Mikec aynı zamanda arkadaşı olan Dikec’e Altın madalyayı ben mi aldım, sen mi? Benim ülkemde bile sen bir numarasın.” diyerek rakibi Yusuf Dikeç’i övdü.
İş hayatını bir maraton olarak görmek ve tamamlamanın çok önemli olduğunu kendimize sürekli hatırlatmamız gerekiyor. Herkesin her zaman kazandığı bir dünya katlanılır bir dünya olmayacaktır.
Fikri Mülkiyet alanında belirli ödüllerin sadece belirli firmalar tarafından kazanıldığı görüldüğünde bunun sadece bir ödül olduğunu ve müvekkillere ödülün değil hizmetin fayda sağlayacağını asla unutmamak gerekir. Müvekkiller kendi dosyaları ile ilgili olarak elde ettiğiniz başarı ile ilgilenirler ve bu başarıların sayısı arttıkça da zaten bir IP profesyoneli olarak değeriniz organik olarak artar.
Dikec gibi sabrederek, kendinize inanarak, son model teçhizatları olan rakiplerinizle kendinizi kıyaslamadan sadece kendiniz olarak başarabilirsiniz. Yeter ki hangi hedefi vurduğunuzdan emin olun ve yeter ki elleriniz cebinizde olmasın.
Kerem Gökmen